The Economist'ten Çarpıcı Analiz: Erdoğan, Seçimlerde Yenemediği Muhalefeti Yargı Aracılığıyla Susturuyor!
Ekonomist dergisi, Türkiye'de barış umutlarının yeniden yükseldiği bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi rakiplerini yargı süreciyle etkisiz hale getirme çabalarını gündeme getirdi. CHP'li belediye başkanlarının gözaltına alınmasına vurgu yaparak, “sandıkta başaramadığını mahkeme koridorlarında başarmaya çalışıyor” ifadesine yer verdi. Dergi, Batılı ülkelerin sessizliğine de eleştiride bulundu.

İngiliz The Economist dergisinde yayımlanan bir analizde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, siyasi rakiplerini seçime yenemediği durumlarda yargı mekanizmasına başvurduğuna dair iddialar öne çıkarıldı. Yazıda, Erdoğan'ın Kürtlerle barış görüşmelerine olumlu bir yaklaşım sergilerken, muhalefeti baskı altına alma çabalarının da sürdüğünü vurgulanıyor.
Derginin değerlendirmesine göre, Türkiye'de 40 binden fazla birey, PKK'nın gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle hayatını kaybetti. Ülkenin güneydoğusu, silahlı çatışmaların yanı sıra uygulanan sert askeri önlemlerle ciddi şekilde etkilenmiş durumda. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ifadelerine dayanarak, savaşın Türkiye’ye maliyetinin yaklaşık 1.8 trilyon doları aştığı kaydediliyor.
Barış süreci çerçevesinde, silah bırakma aşamasının önümüzdeki yaz döneminde devam etmesi bekleniyor. Ayrıca kapsamlı bir af önerisinin masaya yatırıldığı aktarılıyor. Barış ortamı, Türkiye'nin güneydoğusunda kalkınmanın önünü açabileceği gibi, Suriye’de PKK ile bağlantılı gruplar arasındaki gerginliği azaltma potansiyeli de taşıyor.
"SÜRECİ BASKI STRATEJİSİNİ GİZLEMEK İÇİN KULLANABİLİR"
Ancak The Economist, Erdoğan’ın bu barış sürecini baskı politikalarını gizlemek amacıyla kullanabileceğine işaret ediyor. Yaklaşık 20 yıldır ülkeyi yöneten Erdoğan’ın, anayasa değişikliği veya seçimlerin öne alınması yoluyla iktidarda kalma çabalarını sürdürdüğü, bu doğrultuda DEM Parti'ye bazı tavizlerde bulunarak destek kazanmaya çalıştığı ifade ediliyor.
Daha önce de benzer bir süreç yaşandığına dikkat çeken dergi, 2015 seçimlerinde HDP'nin Erdoğan’ın partisinin meclisteki çoğunluğunu engellediğini ve sonrasında barış sürecinin çöktüğünü, bunun sonucunda çok sayıda Kürt siyasetçinin, Selahattin Demirtaş’ın da dahil olduğu şekilde tutuklandığını belirtiyor. Demirtaş hâlâ hapiste bulunuyor.
"CHP DE GEÇMİŞTE HDP'NİN YAŞADIĞI SORUNLARA MAHRUM DEĞİL"
Günümüzde ise Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) benzer bir baskı ortamıyla karşı karşıya kaldığı iddia ediliyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mart ayında yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandığı, İzmir’in eski belediye başkanı ile Adana ve Antalya'nın büyükşehir belediye başkanlarının gözaltına alındığı anımsatılıyor.
"20 YIL SONUNDA İKİNCİ PARTİ OLDU, YARGIYI HAREKETE GEÇİRDİ"
The Economist, bir önceki yıl gerçekleştirilen yerel seçimlerde, CHP’nin AK Parti’yi geride bırakarak 20 yıl aradan sonra ilk kez birinci parti olduğunu dile getiriyor ve Erdoğan yönetiminin bu durumu sandıkla aşamadığı için yargıya başvurduğunu öne sürüyor. İmamoğlu’nun tutuklanmasının, Erdoğan’ın en güçlü muhalifini ortadan kaldırma girişimi olarak değerlendirildiği ifade ediliyor.
Dergi, Batılı ülkelerin bu duruma sessiz kalmasına da dikkat çekiyor. Ne Amerika ne de Birleşik Krallık’tan bu tutuklamalar üzerine herhangi bir eleştiri gelmesi, Avrupa Birliği’nin ise konuyu oldukça yüzeysel bir şekilde gündeme taşıdığı belirtiliyor. Almanya’nın, Türkiye’ye Eurofighter Typhoon savaş uçakları satışını askıya almasına rağmen, bu haftadan itibaren bu tavrını gözden geçirdiği aktarılıyor.
BATI'DAN BİR ÇAĞRI
The Economist, Türkiye’nin müttefiklerine çağrıda bulunarak, Erdoğan’ın Kürtlerle barış adımlarını sürdürmesini desteklemeleri gerektiğini ve aynı zamanda artan otoriter eğilimler karşısında seslerini yükseltmeleri gerektiğini vurguluyor.
Recep Tayyip Erdogan’s strongest challengers have been detained. Unable to bring opposition down through the ballot box, Turkey’s president is using the courts to do the job instead https://t.co/HIYnQHTvn3
— The Economist (@TheEconomist) July 28, 2025