Ersan Şen'den Yeni Anayasa Taslağı Açıklaması! Röportajın Şaşırtan Detayları

Ankara'daki yeni anayasa tartışmaları sürerken, ünlü hukukçumuz Prof. Dr. Ersan Şen'den ilgi çekici bir öneri duyuruldu. Şen'in hazırladığı taslak, 23 madde ile kişisel haklar ve özgürlükleri yeniden düzenliyor. İşte Şen’in Yeni Anayasa önerisinde öne çıkan detaylar…

Ersan Şen'den Yeni Anayasa Taslağı Açıklaması! Röportajın Şaşırtan Detayları

1982 Anayasası, zaman içinde birçok değişim yaşamış ve "darbe anayasası" olarak adlandırılmıştır. 1987, 2007, 2008, 2010 ve 2017 yıllarında kapsamlı değişiklikler yapılırken, diğer yıllarda ise sınırlı düzeltmelere gidilmiştir. Ancak, tüm bu değişikliklere rağmen tartışmalar son bulmamış, aksine derinleşmiştir. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni yasama yılını açarken yaptığı "Yeni Anayasa" çağrısı, mevcut tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

Prof. Dr. Ersan Şen, oluşturduğu taslak metnin bu sorunlara yanıt verecek şekilde "kısa, sade ve toplumsal bağ kurabilen" bir dille yazıldığını belirtti. Anayasanın her sorunu çözen bir metin olmadığını vurgulayan Şen, hukuk kurallarının evrensel ilkelere uygun bir biçimde uygulanmasının önemine işaret etti. Hazırladığı anayasa taslağının ayrıntılarını Tgrthaber.com Editörü İrem Şenel ile paylaştı. İşte ilgi çekici röportajın ayrıntıları.

Prof. Dr. Ersan Şen'in anayasa önerisi, üç temel başlık altında toplanmaktadır: Genel Esaslar, Kişi Hak ve Hürriyetleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin Temel Organları.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA ÖNERİSİ

GİRİŞ:

Bu öneri; sadeliği ve kısalığı ile dikkat çekmekte, kişi hak ve hürriyetlerini ile yönetim sisteminin temel çerçevesini Başlangıç hükümleri ve toplam 23 maddede belirlemektedir.

Normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan Anayasa, yazılı hukuk düzeninin temel kaynağı olduğu gibi, toplumsal bir uzlaşıya dayanmalıdır. Cumhuriyet tarihine baktığımızda, bireylerin tüm konularda mutabakat sağladığı söylenemez. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ve Cumhuriyet’in niteliklerinin Anayasa’da yer alması gerektiği açıktır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi, Cumhuriyet değerleri ve kişi hakları ile bütünleşmiş, toplumsal bağ kuran, basit, net ve anlaşılır hükümler içeren bir Anayasaya ihtiyaç bulunmaktadır. Anayasa, yürürlüğe girdiği anda tüm sorunları çözmeyi vaat etmez, bazen mevcut sorunları derinleştirip karmaşık hale getirebilir. Önemli olan, hukukun evrensel ilkelerine uygun bir şekilde çıkarılan Anayasanın ve yasaların nasıl uygulandığıdır. Anayasa ve hukuki metinlerin değeri, sadece kağıt üzerinde kalmadığında bir anlam kazanır; doğru şekilde uygulanmadıkça hukuk düzeninin ve adaletin sağlanması mümkün değildir.

BİRİNCİ KISIM GENEL ESASLAR

Madde 1- Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri

Madde 2- Egemenlik

Madde 3- Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı

Madde 4- Anayasanın değiştirilme usulü

İKİNCİ KISIM KİŞİ HAK VE HÜRRİYETLERİ

Madde 5- Kişi hak ve hürriyetlerinin niteliği, korunması ve sınırlanması

Madde 6- Eşitlik ilkesi ve ayırımcılık yasağı

Madde 7- Kişinin dokunulmazlığı, hürriyeti, güvenliği, maddi ve manevi varlığının korunması

Madde 8- Özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı, haberleşme hürriyeti

Madde 9- Seyahat ve yerleşme hürriyeti

Madde 10- Din, vicdan, inanç, düşünce açıklama ve basın hürriyeti

Madde 11- Eğitim, öğrenim, anadil, bilim ve sanat hakkı

Madde 12- Toplanma, gösteri yürüyüşü yapma ve örgütlenme hakkı

Madde 13- Seçme ve seçilme hakkı

Madde 14- Hak arama hürriyeti ve tabii hakim güvencesi

Madde 15- Suç ve cezalara ilişkin ilke ve esaslar

Madde 16- Sağlığın korunması, su ve gıda hakkı

Madde 17- Konut ve çevre hakkı

Madde 18- Mülkiyet ve miras hakkı

Madde 19- Kamu hizmetine girme, çalışma, iş kurma ve sözleşme hürriyeti

Madde 20- Mali hak ve yükümlülükler

ÜÇÜNCÜ KISIM TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TEMEL ORGANLARI

Madde 21- Yasama yetkisi

Madde 22- Yürütme yetkisi ve idare

Madde 23- Yargı yetkisi

BAŞLANGIÇ:

Bu Anayasa; vatandaşların ve insanlara karşı sorumluluk bilinci taşıyan, dünya milletlerinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak hareket eden Türk Milleti’nin özgür iradesine dayanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, hukukun üstünlüğüne, laiklik ilkesine, kişi hak ve özgürlüklerini koruma ve geliştirme anlayışına dayalı, Türkiye Cumhuriyeti’nde toplumsal uzlaşı içerisinde yaşayan bireylerin iyi yaşayabilmesi için hazırlanan, evrensel ilkeleri gözeten, üniter yapının, kuvvetler ayrılığını benimseyen bir devlet anlayışını ifade eden hukuk kurallarını içermektedir.

Bu Anayasa, kişi hak ve özgürlüklerini koruyan temel hukuk kurallarını şekillendirir. Anayasa’daki hüküm ve düzenlemeler, Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelere, bunlara uygun düşen alt hukuk kuralları ve uygulamalar vasıtasıyla pek çok haksız müdahaleye karşı koruma sağlar.

İnsan onuru ve haysiyeti dokunulmazdır; bu durum insan hakları ve özgürlüklerinin, Anayasa ile oluşturulan sistemin temelini oluşturur.

Kanunlar, Anayasa’ya aykırı olamaz. Anayasa'dan ve yasadan aldığı dayanağı bulunmayan hiçbir hukuki kural ve kamu gücünün kullanımı geçerli sayılmaz.

Herkes, Anayasa’ya uyma zorunluluğunu taşır. Hukuk normları ve uygulama Anayasa’ya uygun olmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Türk vatandaşlığının kazanılması veya kaybedilmesiyle ilgili usul ve esaslar kanun ile düzenlenir.

Her vatandaş, eşit hak ve özgürlüklere sahiptir.

Devletin esas amaç ve görevleri; Türk Milleti’nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak, ülkenin parçalanmaz bütünlüğünü sağlamak, Cumhuriyeti ve demokrasiyi yaşatmak, bireylerin ve toplumun refahını, huzurunu ve mutluluğunu temin etmek; bireylerin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayan siyasi, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak; insanın maddi ve manevi varlığını geliştirmek için gerekli koşulları hazırlamaktır.

Toplumsal değişim dinamikleri ile şekillenen, hukukun üstünlüğünü yansıtan, insanı ve ülkenin tüm unsurlarını temel alan, hiçbir topluluğa, sosyal sınıfa veya inanca ayrıcalık tanımayan, kimlik ayrımı yapmayan ve ırkçılığa karşı taviz vermeyen bu Anayasa, toplumsal uzlaşmanın en belirgin ifadesidir.

BİRİNCİ KISIM

GENEL ESASLAR

Madde 1- Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri

Türkiye Cumhuriyeti; kişi hak ve özgürlüklerine saygılı, Başlangıç’ta belirtilen temel ilke ve esaslara dayanarak, üniter yapıyı ve kuvvetler ayrılığı prensibini benimsemiş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Hak ve yetkilerin kullanımı, Cumhuriyet’in niteliklerini koruma ve geliştirmeye aykırı olamaz, kişi hak ve özgürlüklerinin temelini ihlal edemez.

Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi, milleti ve devleti ile bölünmez bir bütündür. Türkiye Cumhuriyeti’nin dili Türkçe, başkenti Ankara, milli marşı İstiklal Marşı ve bayrağı kanunla belirlenen beyaz ay ve yıldızdır.

Madde 2- Egemenlik

Egemenlik, kayıtsız ve şartsız olarak Türk Milleti’ne aittir.

Egemenliğin gerçek sahibi olan Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Anayasa ile tesis edilen düzenin koruyucusudur.

Türk Milleti, egemenliğini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin belirlemiş olduğu usul ve esaslara dayanan yasama, yürütme ve yargı organları aracılığıyla, savaş durumu da dahil olmak üzere kullanır. Bu yetkilerin kullanılması, hiçbir şekilde millete ait kamu kudretinin devri anlamına gelmez. Hiçbir kişi veya organ, kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetkiyi kullanamaz.

Madde 3- Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı

Anayasada belirtilen yetkileri kullanacak kişi, organ ve makamlarla ilgili şart ve esaslar, bu yetkilerin uygulaması, kişi hak ve özgürlüklerinin düzenlenmesi ve korunması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çıkaracağı yasalarla belirlenir.

Yasa metinleri, Anayasa’ya aykırı olamaz. Anayasa hükümleri; yasama, yürütme ve yargı organları, idari makamlar ve tüm kurum ve kuruluşlarla bireyleri bağlayan temel hukuksal kurallardır.

Madde 4- Anayasanın değiştirilme usulü

Anayasa, Başlangıç ve Genel Esaslar ile bu madde değiştirilemez.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tam sayısının en az üçte iki çoğunluğuyla çıkaracağı bir kanun ile değişiklik yapabilir.

Kişi hak ve özgürlüklerini sınırlayan Anayasa değişiklikleri, Meclis üye tam sayısının en az üçte iki çoğunluğunca karara bağlanarak Cumhurbaşkanı tarafından halk oylamasına sunulur ve geçerli oyların en az üçte ikisinin onayıyla yürürlüğe girer.

İKİNCİ KISIM

KİŞİ HAK VE HÜRRİYETLERİ

Madde 5- Kişi hak ve hürriyetlerinin niteliği, korunması ve sınırlanması

İnsan onuru ve haysiyeti dokunulmazdır. Devlet, insan onurunu ve haysiyetini korumakla yükümlüdür.

Her bireyin; kişiliğine bağlı olarak, dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilemez hak ve özgürlükleri bulunmaktadır. Yasama, yürütme, idare ve yargı organları, Anayasa ile güvence altına alınan hak ve özgürlüklerle bağlıdır. Kişi hak ve hürriyetlerinin korunması; Anayasa, İnsan Haklarının ve Temel Hürriyetlerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme ve bu Sözleşmeye eklenen kanunlarla belirlenmiş hüküm ve esaslar çerçevesinde gerçekleştirilir.

Devlet, birey haklarının korunmasını ve insanın maddi ve manevi varlığını geliştirme yükümlülüğündedir. Kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasında yargı yolu kapatılamaz. Her birey, haklarının devlet organları ve makamları tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakkına sahiptir. Bu başvurunun usul ve esasları kanunla düzenlenir. Hak ve hürriyetler esas olup, bunlardan yararlanmanın durdurulması veya sınırlanması sadece istisnaidir. Hiç kimse; din, vicdan, inanç, düşünce açıklama ve basın hürriyetini, eğitim ve öğrenim hakkını, toplanma ve gösteri hakkını, örgütlenme hakkını, haberleşme hürriyetini, mülkiyet hakkını, yerleşme, seyahat ve çalışma hürriyetini, demokratik düzeni ve başkalarının hak ve özgürlüklerini ihlal etmeyecek şekilde kullanamaz.

Kişi hak ve hürriyetleri; demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uyulması kaydıyla, yalnızca devletin ülke ve milletinin bölünmez bütünlüğünü, milli egemenliği, Cumhuriyet’i, güvenliği, kamu düzenini, genel asayişi ve kamu yararını koruma amacıyla veya Anayasa'nın diğer maddelerinde belirtilen özel sebeplerle sınırlı olabilir. Uluslararası sözleşmelerle getirilen sınırlamalar, kişi hak ve hürriyetlerini güvence altına alan Anayasa hükümlerine aykırı olamaz.

Kişi hak ve hürriyetleri, yabancılar için uluslararası hukuka uygun şekilde kanunla ayrıca sınırlanabilir. Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, Milletlerarası Hukuk’tan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek şartıyla, durum gerektirdiğinde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen ya da tamamen durdurulabilir veya Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı önlemler alınabilir.

Birinci fıkrada belirtilen durumlarda da, savaş hukuku kapsamına giren fiiller dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; suç ve cezalar geriye yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararıyla belirlenene kadar kimse suçlu sayılmaz.

Madde 6- Eşitlik ilkesi ve ayırımcılık yasağı

Herkes; dil, ırk, köken, cinsiyet, cinsellik, yaş, siyasi görüş, felsefi inanç, din ve mezhep, inançla ilgili düşünce farklılığı gözetilmeksizin hukuk önünde eşittir. Her birey, hukuk güvenliği hakkına sahiptir ve bu haktan eşit şekilde yararlanır. Kadın ve erkek, eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Devlet, kadın ve erkeklerin her alanda eşitliğini sağlamak için gereken önlemleri alır ve bu eşitliği ifade eden yasalar çıkarır. Bu yasalar, eşitlik ilkesini ihlal edemez. Çocuklar, yaşlılar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri, malullerin ve gazilerin hakları için çıkarılacak yasalar ve alınacak önlemler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. Hiçbir bireye, aileye ya da gruba ayrıcalık tanınamaz. Bireyler, hak ve özgürlüklerin kullanımı ile yükümlülüklerin yerine getirilmesinde keyfi bir farklı muameleye tabi tutulamazlar.

Madde 7- Kişinin dokunulmazlığı, hürriyeti, güvenliği, maddi ve manevi varlığının korunması

Herkes; yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme, aile kurma, sağlıklı ve düzenli bir çevrede insanca yaşam sürdürme, kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarına sahiptir.

Usulüne uygun olarak verilmiş bir mahkeme ya da hakim kararı olmadıkça, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı kısıtlanamaz. Mahkeme veya hakim kararı olmadan yakalama ve gözaltına alma yalnızca suçüstü hallerde ya da gecikmesinin sakıncalı olduğu durumlarda yapılabilir. Gerekli koşulları ve yetkili makamları kanun belirler. Hiç kimse, yasal bir dayanağı olmadan yakalanamaz, gözaltına alınamaz veya tutuklanamaz. Tutuklama kararı yalnızca mahkeme veya hakim tarafından verilebilir ve bu kararı alabilmek için yalnızca güçlü bir suç şüphesinin varlığı yeterli değildir.

Tutuklama tedbiri ceza yerine uygulanamaz. Tutuklunun yargılanmayı makul bir süre içinde talep etme hakkı vardır. Serbest bırakılma, ilgilinin yargılama süresince hazır bulunması gibi koşullara başvurulabilir. Yakalanan bir kişi, ayrıca en yakın mahkemeye gönderilme süresi dışında, en fazla kırk sekiz saat içinde ya da birden fazla işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hakim önüne çıkarılır. Bu sürelerden sonra, yasal bir karar olmaksızın özgürlüğünden yoksun bırakılamaz. Olağanüstü hallerde bu süreler uzatılabilir.

Yasal bir dayanağı olduğunda görev ifası, meşru savunma ve zorunluluk hallerinde, kişinin yaşam hakkına ve beden bütünlüğüne müdahale edilebilir. Yakalama, tutuklunun kaçmasının engellenmesi, görevi yerine getirmemek için direnmenin sonlandırılması, başkalarının haklarını ihlal eden eylemlerin sonlandırılması, bir isyanın bastırılması gibi durumlarda, ancak yasal olarak yetkilendirilmiş kişiler zor ya da silah kullanabilir. Hiç kimseye; işkence, baskı ve eziyet edilemez. Kimse, insan onuru ve haysiyeti ile bağdaşmaz muameleye tabi tutulamaz. Tıbbi müdahale gerekli olmadıkça, bir kişinin beden bütünlüğüne dokunulamaz. Hiç kimse, yasal bir dayanağı olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Vatan hizmeti, her Türk vatandaşının hakkı ve ödevidir. Bu hak ve yükümlülüklerin kapsamı, içeriği ve sınırları kanunla belirlenir.

Madde 8- Özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı, haberleşme hürriyeti

Herkes; özel, aile ve mesleki hayatı, konut ve iş yerinin gizliliği ile kişisel verilerinin korunması hakkına ve haberleşme özgürlüğüne sahiptir. Kanunda belirtilen durumlar ya da kişinin rızası dışında, kimsenin kimlik bilgileri açılamaz, üstü ve eşyası aranamaz. Usulüne uygun mahkeme ya da hakim kararı ile ya da gecikmesinin sakıncalı olduğu durumlarda yasal olarak yetkilendirilmiş bir makama ait izin olmaksızın kimsenin konutu ve işyeri aranamaz, ses ve görüntü kayıtları yapılamaz, kişisel verilere müdahale edilemez. Usulüne uygun olarak verilmiş bir mahkeme kararı olmaksızın kimsenin haberleşme özgürlüğüne dokunulamaz.

Madde 9- Seyahat ve yerleşme hürriyeti

Herkes; seyahat etme, istediği yerde yerleşme ve bulunduğu yerden ayrılma hakkına sahiptir. Usulüne uygun verilmiş bir hakim ya da mahkeme kararı olmaksızın, hiç kimsenin seyahat hakkı kısıtlanamaz.

Madde 10- Din, vicdan, inanç, düşünce açıklama ve basın hürriyeti

Herkes; din, inanç, düşünce ve kanaat hakkına sahiptir. Hiç kimse; dininden, inancından, düşüncelerinden dolayı kınanamaz ya da suçlanamaz.

Madde 11- Eğitim, öğrenim, anadil, bilim ve sanat hakkı

Herkes; eğitim, öğrenim, bilim ve sanatı özgürce öğrenme ve öğretme, bunları açıklama, yayma ve bu alanlarda serbestçe araştırma yapma hakkına sahiptir. Eğitim ve öğrenim, devletin denetimi altında yapılır. Devletin eğitim dili Türkçe’dir. Tüm eğitim kurumlarında Türk vatandaşlarına temel eğitim dili olarak Türkçe öğretilir. Herkes anadilini öğrenme ve konuşma haklarına sahiptir. Orta öğretim kurumlarında anadilde seçmeli dersler, kanun çerçevesinde verilerek öğretilir. Eğitim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim veren okulların dayanağı kanunla belirlenir. Uluslararası anlaşma hükümleri saklıdır.

Madde 12- Toplanma, gösteri yürüyüşü yapma ve örgütlenme hakkı

Herkes, toplanma ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir. Ayrıca; dernek, vakıf ve sendika kurma ve bu şekilde örgütlenme hakkı da vardır.

Madde 13- Seçme ve seçilme hakkı

Vatandaşlara; seçme, seçilme, siyasi faaliyetlerde bulunma, seçerek ya da seçilerek ülke yönetimine katılma hakkı tanınır.

Madde 14- Hak arama hürriyeti ve tabii hakim güvencesi

Herkes; bütün meşru yollarla, yargı mercileri önünde iddia ve savunma ile hızlı ve adil bir yargılanma hakkına sahiptir. Mahkemeler, yargı birliği ilkesine göre kanunla kurulur. Hiç kimse, kanunla belirlenen mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Hiçkimse, tabi olduğu mahkeme veya hakimin dışında bir merciye çıkarılmaz.

(1- Hükümde geçen “yargı mercii kurulamaz” ibaresi yerine; “olağanüstü yargı mercii kurulamaz” ya da “yargı yetkisine sahip merciler kurulamaz” ifadelerinden biri tercih edilebilir.)

Madde 15- Suç ve cezalar ile yargılamaya ilişkin ilke ve esaslar

Suçlar ve cezalar, kabahatler, idari yaptırımlar, güvenlik ve koruma önlemleri, kişi haklarını, kamu düzenini ve barışını koruma amaçlı olarak ancak kanunla düzenlenebilir. Hiç kimse, yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Kişi özgürlüğünün kısıtlanmasına neden olan yaptırımlar ancak mahkeme kararı ile verilebilir. İdare, kişiyi özgürlüğü kısıtlama yaptırımını uygulayamaz. Bu kural, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iç düzeni açısından kanunla değiştirilmiş olamaz. Ceza kanunlarını bilmemek, bir mazeret olarak kabul edilmez. Hukuka aykırı emirler yerine getirilemez. Hukuka aykırı bir emri yerine getiren kişi ve bu emri veren kişi, ortak olarak sorumludur. Ceza sorumluluğu, bireysel kusur sorumluluğuna dayanır. Aynı eylem nedeniyle yalnızca bir kez soruşturma ve kovuşturma yapılabilir, tek bir ceza verilebilir.

Herkes, suçlu olduğu bir yargı kararına dayanmadıkça masumdur. Şüphe, sanık lehine yorumlanır. İddia sahipleri, iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür. Yakalanan ve gözaltına alınan herkes, suçlamanın ne olduğunu, hukuki ve fiili gerekçeleri ile öğrenme hakkına sahiptir. En kısa sürede hakim ya da mahkeme önüne çıkarılma ve tutuklama durumunda makul sürede yargılanma hakkı bulunur. Tutuklanma sürecindeki bireyin savunma hakkı, her durumda kısıtlanamaz.

Kimse, kendisine ve yakınlarına karşı suçlamalarda bulunmaya ve delil göstermeye zorlanamaz. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller, delil olarak kabul edilemez, suçlamada aleyhine kullanılamaz. Mahkeme kararı olmadan müsadere yapılamaz. Genel müsadere yasaktır. Birey, bir suç dolayısıyla yabancı bir ülkeye ya da mahkemeye verilemez.

(2- 15. maddenin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesi kaldırılabilir. İdare tarafından kişinin özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuran bir yaptırımın uygulanamayacağı düşüncesine göre, "Bu kural, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iç düzeni açısından kanunla istisna getirilebilir." cümlesi metinden çıkartılabilir.)

Madde 16- Sağlığın korunması, su ve gıda hakkı Herkes; sağlık hizmetlerine, temel ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli su ve gıda ile sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu hakların korunması için çıkarılacak yasalar uyarınca ve kaynakların yeterliliği ölçüsünde gerekli tedbirleri alır.

Madde 17- Konut ve çevre hakkı

Herkesin, temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir konut ortamında yaşama hakkı bulunmaktadır. Devlet, bu hakkın korunması için gerekli tedbirleri alır. Herkesin sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkı vardır. Devlet; çevre kirliliği ve iklim değişikliğine karşı koruyucu ve sürdürülebilir bir kalkınmayı teşvik etmelidir.

Madde 18- Mülkiyet ve miras hakkı

Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Hiç kimse, keyfi bir şekilde mülkiyet ve miras haklarından mahrum bırakılamaz. Mülkiyet hakkının kullanımı, kamu yararına aykırı olamaz.

Madde 19- Çalışma, iş kurma ve sözleşme hürriyeti

Her Türk vatandaşı, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği nitelikler haricinde hiçbir ayrım yapılmaz. Her birey, istediği alanda ve yerde çalışma hakkına ve özel teşebbüs kurma özgürlüğüne sahiptir. Zorla çalıştırma ve kölelik yasaktır. Devlet, bireylerin sosyal ve ekonomik haklarını korumak amacıyla gerekli önlemleri alır. Çalışanların grev hakkı, işverenlerin lokavt hakkı vardır. Sözleşmeler, yalnızca taraflar arasında hak ve yükümlülük doğurur. Hakların kullanılması ve borçların ifasında dürüstlük ve iyi niyet esastır. Hiç kimse, sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü yerine getirememesi nedeniyle özgürlüğünden alıkonamaz.

Madde 20- Mali hak ve yükümlülükler

Herkes; kişi haklarının korunması ve geliştirilmesi, kamu düzeninin, adaletin ve ekonomik istikrarın sağlanması, kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesi, suçun önlenmesi, adaletin sağlanması, çocukların korunması, sağlık ve ahlakın gözetilmesi, sporun ve sporcuların desteklenmesi için devlete vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi ve diğer mali yükümlülükler sadece yasalarla düzenlenir. Devlet, mali kaynaklarını eşitlik ve sosyal devlet ilkelerine dayanarak kullanmalıdır. Devlet, yurttaşlarının işlemlerinden kaynaklanan zararları tazmin etmek sorumluluğundadır.

ÜÇÜNCÜ KISIM

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TEMEL ORGANLARI

Madde 21- Yasama yetkisi

Yasama yetkisi, seçim usulüne göre dört yılda bir seçilen milletvekillerinin oluşturduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne aittir. Milletvekillerinin sayısı, seçilme yeterliliği ve şartları, yasaların hazırlanması ve kabulüne dair şekil ve esaslar ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çalışma usulleri, Meclis üye tam sayısının en az üçte iki çoğunluğu ile düzenlenir. Milletvekili adayları, siyasi parti mensubu olabileceği gibi bağımsız olarak seçime katılma hakkına da sahiptirler.

(3- 19. maddenin üçüncü fıkrası, "Milletvekili adayı, bir siyasi partinin mensubu olma şartıyla seçime katılma ve milletvekili olarak seçilme hakkına sahiptir." şeklinde düzenlenebilir. Çünkü temsili demokrasilerde esas olan siyasi partilerdir.)

Seçim barajı; genel seçimlerde ülke genelinde, ara seçimlerde ise seçim yapılan çevrelerin bütününde geçerli oyların yüzde beşinden fazlası olarak kabul edilemez. Her siyasi parti, milletvekili adaylarını yapacağı ön seçimlerle belirler. Seçim barajı ve aday ön seçimi ile ilgili usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Seçme ve seçilmeyi, seçilme yeterliliğini, siyasi partileri, milletvekili sayısını, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çalışma usullerini düzenleyen yasalar, Meclis üye tam sayısının en az üçte iki çoğunluğunun kabulü ile değiştirilebilir.

Seçim ve halk oylamaları, siyasi partilerin, görev, yetki, sorumlulukların yanı sıra hukuki niteliklerine ilişkin çalışma usulleri ile teşkilatlanması, hukukçulardan oluşacak Komisyon tarafından yürütülür. Anayasa değişikliklerinin, Anayasanın “Başlangıç” ve “Genel Esaslar” başlıklı hükümlerine; yasaların, Anayasa ve kanunla kabul edilmiş uluslararası sözleşmelere ve hukukun evrensel ilkelerine uygun olup olmadığına dair denetim, Anayasa Mahkemesi tarafından yapılır. Anayasa değişikliklerinin denetimi halk oylamasından önce, yasaların hukukilik denetimi ise resmi yayımından itibaren yapılabilir. Bu doğrultudaki usul ve esaslar ayrıca kanunla belirlenir.

Meclis, gerekli gördüğü konular ve olaylar üzerine daimi ve geçici komisyonlar oluşturabilir. Her bir komisyon, yetki alanına giren konularda çalışmalar yaparak rapor, görüş ve öneriler hazırlayabilir. Komisyonların kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usulleri kanunla belirlenir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, aksi kabul edilmediği sürece, üye tam sayısının yarısından bir fazla sayıda milletvekili ile toplanır ve toplananların salt çoğunluğu ile karar alır.

Olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş durumu, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Meclis üye tam sayısının en az beşte üçünün kabulü ile ilan edilebilir. Bu durumlardaki geçerli olacak kurallar veya bu halin, ülke genelinde veya belirlenen bir kesiminde devamının veya sona erdirilmesine ilişkin süreler ve usuller kanunla oluşturulur. Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, gecikmesinin sakıncalı olduğu durumlarda olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş ilanına ilişkin şartları belirleyen işlemleri kanunla düzenleyebilir. Bakanlar Kurulu, olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş zamanlarında geçerli olmak üzere, bu durumların gerekçeleriyle sınırlı olarak kanun hükmünde kararname çıkarabilir. Anayasa Mahkemesi, bu kararnameleri denetleme yetkisine sahiptir.

Milletvekilleri; sadece Meclis çalışmalarıyla sınırlı olmak kaydıyla oy kullanma, düşüncelerini açıklama, eleştiride bulunma özgürlüğüne sahiptirler. Milletvekillerinin, milleti temsil etme görevi ve yasama işlerine katılımları, oy kullanmaları ve düşüncelerini açıklamaları, aksi yönde bir karar alınmadığı sürece sınırlandırılamaz. Bu kısıtlamalar ancak on yıl ile sınırlıdır ve önceki Meclis Başkanı tarafından kaldırılabilir.

Seçim öncesinde veya sonrasında bir suç işlediği iddia edilen milletvekili, iddia edilen suçun işlendiği tarihte yürürlükteki kanuna göre ağır ceza suçu sayılan suçüstü durumu haricinde, milletvekilliği süresince tutuklanamaz, sorguya çekilemez ya da yargılanamaz. Bu durum dışında seçimden önce ya da sonra verilmiş bir ceza hükmü, ancak Meclis tarafından dokunulmazlığın kaldırılması ile infaz edilebilir. Dokunulmazlığın sürdüğü müddetçe dava ve ceza açma süresi işlemez.

(4-Farklı öneride bulunmak gerekirse: “Olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik durumları, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Meclis üye tam sayısının en az dörtte üçünün onayı ile ilan edilebilir.”)

Kamu tüzel kişiliklerinin harcamaları yıllık bütçeler ile yapılır. Bütçenin nasıl hazırlanacağına ilişkin yöntemler, şekil ve şartlar, merkezi hükümet bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü, uzun dönemli iş ve hizmetler için özel süreler Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının en az üçte iki çoğunluğu ile belirlenir. Bu yasalara ve her yıl çıkarılacak bütçeye, bütçe ile ilgili maddeler dışındaki hüküm eklenemez.

(5-Kürsü ve geçici dokunulmazlık için öneride bulunmak gerekirse: “Milletvekilleri; sadece Meclis çalışmaları ile kısıtlı olmak kaydıyla oy kullanma ve düşünce açıklamada dokunulmazlığa sahiptir. Milletvekillerinin, Milleti temsil etme görevleri, yasama ve diğer Meclis işlerine katılmaları, oy kullanmaları ve Meclis toplantısında ifade etme hakları engellenemez. Ancak bu dokunulmazlık, iftira, tehdit, tahrik, şantaj, suçu veya suçluyu övme, cebir ve şiddet, terör ya da suç örgütlerinin propagandası gibi açıklamaları kapsamaz.

Seçim öncesinde veya sonrasında belirtilen bir suç işlediği iddia edilen milletvekili, iddianın meydana geldiği tarihteki çerçeveye göre ağır ceza gerektiren suçüstü halleri haricinde, Meclis kararı olmaksızın milletvekilliği süresince tutuklanamaz, sorguya çekilemez ya da yargılanamaz. Cezai mahkumiyeti, ancak milletvekilliği sona erdiğinde ya da Meclis tarafından dokunulmazlığın kaldırılması durumunda infaz edilebilir.

(6-Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilme düzenine ait farklı öneri: “Genel oyla yapılacak seçimde, en doğru oyu alan aday Cumhurbaşkanı olur. Cumhurbaşkanı seçimi, görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde tamamlanır.” Cumhurbaşkanının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmesi durumunda ise; “Cumhurbaşkanı, milletvekili seçilme yeterliğine sahip adaylar arasından, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üye tam sayısının en az beşte üç çoğunluğunun oyuyla seçilir. Bu çoğunluk usulü, en fazla üç defa tekrarlanır. Bu usulle seçilememesi halinde, yeni Meclis Cumhurbaşkanı için seçime gidebilir.” biçiminde düzenlenebilir.)

(7-22. maddenin sekizinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri kaldırılabilir. Milletvekili olmayanların “bakan” olmaması gerektiğini savunan düşünceye göre, milletvekili olarak seçilenlerin , bakanlık yapmaya yeterli sayısı ve niteliği yeterlidir.)

Kamu görevlilerinin seçimi, atanması ve terfiinde liyakat ilkesi esas alınır.

Kamu görevlileri; Anayasaya, kanunlara ve diğer hukuk normlarına uygun olarak yetkilerini kullanmalıdır.

İdari makamlar, idari işlemlerinde takdir yetkisini keyfi kullanamaz.

Bireylerin kazanılmış hakları korunur.

Herkes, hak ve talepleri ile şikayetleri hususunda yetkili mercilere başvurma, dilekçe verme ve yanıt alma hakkına sahiptir.

Yürütme organı ve idari makamların her türlü işlemine karşı yargı yolu açıktır. Bu işlemler hakkında hukuki denetim kısıtlanamaz.

Yürütme organı ve idare; tüm gelir ve giderleri, mal varlıkları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Sayıştay denetimine tabi tutulur ve hesapları kesin olarak bağlanır.

Madde 23- Yargı yetkisi

Yargı yetkisi; Türk Milleti adına, yargı birliği ilkesi doğrultusunda kanuni, bağımsız ve tarafsız mahkemeler ile hakimlere aittir.

Mahkemeler ve hakimler; hukukun evrensel ilkeleri ışığında, Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde gerekçeli olarak karar verir.

Mahkeme ve hakim kararları herkes için bağlayıcıdır. Hiç kimse, hakim ve mahkeme kararlarını değiştiremez ya da bunların icrasını geciktiremez ya da engelleyemez. Mahkeme ve hakim kararlarının uygulanması yasal bir güvenceye tabidir.

Anayasa Mahkemesi, Yüksek Seçim Kurulu, Yargıtay ve Sayıştay ile ilave derece mahkemelerinin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyiş biçimleri, yargılama usulleri ve hakim güvenlikleri, nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve ödenekleri, meslekte ilerlemelerinin ve meslekten çıkarılmalarının şartları; mahkemelerin ve hakimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlık ilkelerine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının en az üçte iki çoğunluğu ile düzenlenir.

Hakimler, zorla görevden alınamaz ve istemedikçe yetmiş yaşına gelene dek emekliye sevk edilemez.

Hakim olmaya giriş koşulları, hakimlerin seçimi, atanması, verilen görevleri ve denetimleri, üyeleri hakimlerden oluşan Hakimler Yüksek Kurulu aracılığı ile, liyakat ilkesine dikkat edilerek yürütülür. Sekiz asil ve sekiz yedek üyeden oluşan bu kurul, mahkemelerin ve hakimlerin bağımsızlık ve tarafsızlık gereksinimlerini gözeterek, yetkilerini kullanır.

Cumhuriyet savcısı, doğrudan veya emrindeki adli kolluk görevlileri aracılığıyla soruşturma yapmaya yetkili iddia makamıdır. Cumhuriyet savcıları, kişi hakları ile özgürlükleriyle ilgili her türlü talimat, işlem ve kararında gerekçe sunmak zorundadır.

Cumhuriyet savcılarının görevleri ile görevden alınmaları, Cumhuriyet savcılarının güvenlikleri, özlük işleri, görev yapı, yetki, hak ve sorumlulukları; yargı bağımsızlığı ilkesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının en az üçte iki çoğunluğunun kararı ile düzenlenir.

Cumhuriyet savcıları azlolunamaz ve istemedikleri sürece altmış beş yaşına kadar emekliye sevk edilemez.

Cumhuriyet savcılarının tüm özlük işleri ve denetimi, kuruluş, görev ve yetki yapıları, ekiplerin nitelikleri ve iç düzenlemeleri, kararlarının hukuki denetimi, üyelerin oluşturduğu ve kanunla belirlenmiş Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yerine getirilir.

Herkes, iddialarında ve savunmalarında her aşamada avukat yardımından yararlanma hakkına sahiptir. Avukatlık mesleği, görevleri, hak, yetki ve sorumlulukları ile baroların kuruluş ve teşkilatlanması, yargı bağımsızlığı ilkesine dayalı olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının en az üçte iki çoğunluğu ile belirlenir.

Hiçbir organ, makam, merci veya kişi; yargı yetkisinin kullanımında mahkemelere, hakimlere, Cumhuriyet savcılarına ve avukatlara emir ve talimat veremez, emir ve talimat içeren herhangi bir tasarruf icra edemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.